İstanbul surlarını Bizans İmparatoru II. Theodosius yaptırmıştır. İstanbul’un tarihi surları, 5. yüzyılda inşa edilmiştir ve şehri dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korumak amacıyla yapılmıştır. Surlar, yaklaşık 22 kilometrelik bir alanı çevrelemekte olup, tarihi yarımada olarak da bilinen Sultanahmet bölgesini içine almaktadır.

İstanbul surları, şehri dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korumak amacıyla yapılmıştır. Tarih boyunca İstanbul, stratejik bir konuma sahip olması nedeniyle birçok kez saldırılara uğramıştır. Bu nedenle, şehri korumak ve güvenliği sağlamak için surlar inşa edilmiştir. Surlar, düşman saldırılarına karşı bir savunma hattı oluşturarak şehri korumayı amaçlamaktadır.

İstanbul surları, 5. yüzyılda Bizans İmparatoru II. Theodosius döneminde inşa edilmeye başlanmıştır. İnşaat çalışmaları yaklaşık 6 yıl sürmüş ve surların tamamlanması 413 yılında gerçekleşmiştir. Ancak, zaman içinde surlar birkaç kez onarılmış ve genişletilmiştir.

İstanbul surları, yaklaşık 22 kilometrelik bir alanı çevreleyen büyük bir savunma sistemi olarak bilinir. Surların yüksekliği yaklaşık 12 metreye ulaşırken, kalınlığı ise 5 metreye kadar varır. Surların üzerinde 96 adet kule bulunur ve bu kulelerden biri olan Yedikule Zindanları ünlüdür. Surlar, tarihi yarımada olarak da bilinen Sultanahmet bölgesini içine alır ve İstanbul’un simgelerinden biri haline gelmiştir.

İstanbul surları, tarihi yarımada olarak da bilinen Sultanahmet bölgesini çevreleyen bir savunma hattıdır. Surlar, bugün hala İstanbul’un çeşitli bölgelerinde görülebilir. Özellikle Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camii’nin bulunduğu bölgede surların kalıntılarına rastlanır. Ayrıca, Yedikule Hisarı da İstanbul surlarının önemli bir parçasıdır.

İstanbul surları, toplamda 9 adet kapıya sahiptir. Bu kapılardan bazıları günümüze kadar ulaşmışken bazıları ise zaman içinde yok olmuştur veya kalıntıları kalmıştır. Surların en ünlü kapıları arasında Topkapı Kapısı, Edirne Kapısı, Yedikule Kapısı ve Mevlana Kapısı sayılabilir.

İstanbul surları, tarih boyunca birkaç kez onarılmış ve genişletilmiştir. Özellikle Bizans döneminde surların onarım çalışmaları yapılmış ve daha sonra Osmanlı döneminde de bazı tamiratlar gerçekleştirilmiştir. Surların son büyük onarımı ise 1980’li yıllarda yapılmıştır ve günümüzde hala ayakta durmaktadır.